Kadıköy'ün Tarihçesi
"Kadıköy'de Yaşam"ı tanımlayabilmek için, "nostaljik" bir yaklaşımla, sadece tarihi; Kadıköy'ün tarihini öne çıkarmak; günümüze, geleceğimize, Kadıköy'ün gençlerine ve gençliğine haksızlık olur. Adnan Giz gibi, Dr. Rüştü Dağlaroğlu gibi, Salih Zeki Kutluay gibi, Nezih Neyzi gibi "BÜYÜK KADIKÖYLÜLER"in Kadıköy'ün tarihi ile ilgili araştırmalarında; Haldun Taner'in eserlerinde; Kadıköy'le ve Kadıköylüler'le bütünleşmiş Fenerbahçe Spor Kulübü'nün büyük başarılarında; Kadıköyspor'la Modaspor'un Türk Basketbolu'na yaptıkları katkılarda; Üstat Münir Nurettin Selçuk'un "Bir tatlı huzur almaya geldim, Kalamış'ta" şarkısında; Söğütlüçeşme, Şaşkınbakkal, Acıbadem, Yeldeğirmeni, Hasırcıbaşı, Dereağzı, Göztepe, Fenerbahçe, Caddebostan, Bostancı, Suadiye, Kızıltoprak, Moda, Mühürdar, Bahariye, Kuşdili, Koşuyolu, Selamiçeşme, Bağdat Caddesi, Muvakkıthane Caddesi, Kurbağalıdere gibi; çok renkli, ışıklı, nükteli Kadıköy semt, cadde, sokak adlarında, Selahattin Pınar'ın bestelerinde; Batıya açılışımızın en görkemli anıtlarından biri olan Süreyya Paşa Sineması'nda, Koço'da, Todori'de; Hasanpaşa'da saklanan tramvaylarında; geçmişi ünleyen dergah ve tekkelerinde; camilerinde, kiliselerinde, havralarında, çeşmelerinde, hamamlarında, tarihin belleğine bırakılmış plajlarında, köşklerinde, konaklarında; geçmişin Kadıköy'ünü, tarihi Kadıköy'ü aramak yerine, bu geçmişten, bu tarihten bize neler kaldığını; bu geçmişten ve bu tarihten bize kalanları nasıl koruyacağımızı, nasıl zenginleştireceğimizi, nasıl günümüzün ve geleceğimizin kopuşmaz parçası haline getireceğimizi konuşmamız gerekmez mi? Ve bu bağlamda, günümüzün Kadıköylüsü; tıpkı babası, anası, büyükbabası, büyükannesi ve tüm geçmiş kuşaklar gibi yine incelikli, hoşgörülü, paylaşımcı, uygar, duyarlı, bilinçli ve sorumlu değil mi? Bir kelimeyle "Güzel" değil mi? Kadıköy'de doğmak, Kadıköy'de büyümek, Kadıköy'de aşık olmak, Kadıköy'de efkarlanmak, Kadıköy'de erguvanları, at kestanelerini, Japon güllerini görmek, okşamak, yaşamak güzel değil mi? Altıyol'daki, Bahariye'deki, İskele'deki hem hareketli hem dingin; hem aceleci hem zevkine düşkün güleryüzlü, aydınlık Kadıköylüleri görmek; onların arasına karışmak güzel değil mi? Akşam gün batarken Mühürdar'dan İstanbul'un eşsiz ve muhteşem siluetini, bir sevgilinin elini tutarken, bir 'sevgilinin' saçlarını okşarken, paylaşmak güzel, çok güzel değil mi? İlk aşkın ayrılık acısını Kadıköy'de çekmek güzel değil mi? Yalnızca insan değil, hayvan sevgisiyle, doğa sevgisiyle, ağaç, çocuk, yeşillik sevgisiyle yaşayan Kadıköylülerin hem kafaları hem de kalpleri güzel değil mi?
Değil bir caddenin ya da sokağın, bir kaldırım taşının; değil bir ağacın, tek bir dalın; değil bütün bir yapının, tek bir balkonun bile hesabını soran Kadıköylülerin arasında yaşamak ve onlarla paylaşmak güzel değil mi?
Kadıköy'ün yalnız tarihi değil; bugünü ve yarını da; Kadıköy'ün yalnız gençleri değil yaşlıları da güzel değil mi? Daha açık bir anlatımla Kadıköy'le "Güzellik" eşanlamlı kelimeler sayılmaz mı? Sinema ve tiyatroları, konser salonları, eğitim kurumları, kitabevleri, gençlik lokalleri, kültür ve alışveriş merkezleri, süper - hiper- mega marketleri, sağlık kurumları, sanayii,modern yerleşim siteleri, huzurevleri, spor tesisleri, doğal güzellikleri, parkları, sivil toplum kuruluşları; ilerici, demokrat, hoşgörülü, aydın halkı ve Kadıköy ve Kadıköylülerle bütünleşmiş çağdaş yerel yönetimi ile Kadıköy, çağdaş yaşamın ve "Bilgi Çağı"nın istemlerine uygun olarak her açıdan gelişerek ve "Örnek Belde" tanımlamasını, dün olduğu gibi, bugün de sürdürmüyor mu? İşte bunun içindir ki Kadıköy Belediyesi, tüm Kadıköylülerin talep ve doğrudan katkılarıyla Türkiye'nin ilk "Dijital Belediyecilik / e-Belediyecilik Projesi" olan "Kadıköy Belediyesi Küresel Dönüşüm / Yönetişim Projesi"ni yaşama geçiriyor. "KADIKÖY DEVİNGEN BİR ŞENLİKTİR" Nobel Edebiyat Ödülü Sahibi büyük yazar Ernest Hemingway, "Paris is a Movable Feast" (Paris Devingen Bir Şenliktir) adlı eserinde şöyle diyor: "Eğer genç yaşta Paris'te yaşamak şansını elde etmişseniz; ondan sonra yaşamınızın sonuna kadar nereye giderseniz gidin; Paris hep sizinle beraber olacaktır. "ÇÜNKÜ PARİS DEVİNGEN BİR ŞENLİKTİR" Peki; buraya kadar özetle tanımlamaya çalıştığımız gibi; geçmişi, bugünü ve geleceği ile; özlem, beklenti ve umutlarıyla, tüm maddi ve manevi varlığı ile Kadıköy bir "Küçük Paris" değil mi? Gerçekten de, "KADIKÖY'DE YAŞAMAK AYRICALIKTIR" derken bunu kastetmiyor muyuz ? O zaman, Hemingway'den esinlenerek şöyle diyemez miyiz? "Yaşamınızın hangi döneminde olursa olsun; bir kere Kadıköy'de yaşamak ayrıcalığını elde etmişseniz; ondan sonra yaşamınızın sonuna kadar nereye giderseniz gidin, Kadıköy hep sizinle beraber olacaktır. ÇÜNKÜ KADIKÖY DEVİNGEN BİR ŞENLİKTİR". İşte, "Kadıköy Belediyesi Küresel Dönüşüm / Yönetişim Projesi"nin gerçekleştirilmesi ile her Kadıköylü ve her "Kadıköy Dostu" artık, dünyanın neresine giderse gitsin; dünyanın neresinde olursa olsun, Kadıköy'ü hep diz üstü bilgisayarında, cep telefonunda, ama hepsinden daha çok yanında, kalbinde taşıyacaktır.